Temel Analiz

“Borsada analiz” denildiğinde akla ilk olarak Temel (fundamental) Analiz ve Teknik Analiz gelmektedir. Bu analiz tekniklerini savunanların söylediği temel şey “borsadaki hisselerin fiyatlarının geleceğe dönük tahminlerinin yapılabileceği ve piyasanın üzerinde getiri sağlanabileceğidir”.

Etkin pazar hipotezi içinde ele alınan zayıf form etkinlik ile bile geçmişe bakarak geleceğe dönük tahminler yapılamayacağı savunulurken bu iki analiz tekniğini savunanlar  hisse senetlerinin getirilerinin tahmin edilebileceğini vurgular. Fakat bugün dünyada teknik ve temel analizciler adeta iki ayrı kutup gibi hareket etmektedirler. Temel analizciler teknikçileri falcılıkla suçlarken teknikçiler de temel analizin faydalı bir tahmin yöntemi olmadığını vurgularlar. Bunun yanında teknikçiler firmanın içinde bulunduğu sektörün ve firmanın mali yapısının fiyatı belirleyen etkenler içinde olabileceğini fakat temel belirleyici olmadığını söylerler.

Şahsi görüşümü ise şu şekilde özetleyebilirim. Temel ve Teknik analiz birbiriyle sıkı bir ilişki içindedir. Birbirlerinden ayrı düşünülmemeleri ve birlikte etkin bir biçimde kullanılmaları gerekir. Temel analiz hisse seçiminde çok önemli bir fonksiyonu yerine getirirken, daha doğrusu mali yapısı güçlü, geleceği parlak ve olması gereken piyasa fiyatının altında hisse senedinin bulunmasını sağlarken, teknik analiz hissenin alım yada satım zamanının belirlenmesinde çok daha etkin karar verilmesini sağlamaktadır.

William O’Neil tarafından geliştirilen CANSLIM yöntemi de ağırlıklı olarak temel analizi ve teknik analizi birleştiren bir yöntemdir ki; daha fazla ilgimi çekmekte ve daha anlamlı sonuçlar vermektedir (Bkz. O’Neil William, J., 1995). Şimdi yukarıda verilen analiz tekniklerini başlıklar halinde inceleyelim.

Genel olarak bilindiği şekliyle, Temel analiz sadece bir şirkete ait mali tabloların incelenmesi anlamına gelmez. Daha geniş bir anlamı ifade eder. Bu anlamda ele alınacak olursa aşağıdaki yelpazeyi kapsadığını görürüz.

1. Ülkenin sosyo-ekonomik, siyasi, askeri, politik yapısı ve bu yapının ortaya koyduğu risk yapısı.

2. Ülkenin makro-ekonomik verileri ve dinamikleri (GSMH, Üretim endeksleri, faiz hadleri, döviz kurları, para arzı vs.)

3. Makroekonomik yapı içindeki sektörlerin (Gıda, tekstil, sigorta, banka vs) durumu ve stratejik sektörler.

4. İlgilenilen şirketin bilanço, gelir tablosu ve fon akım tablosu gibi mali tablolarının tümünün finansal açıdan incelenmesi ve değerleme.

Uluslararası borsalarda yatırım yapan büyük portföy yönetim grupları belli bir piyasaya yatırım yapmaya karar verdiğinde, yatırım yapacağı ülkenin makro ekonomik verileriyle ilgilenir. Bu ülkede enflasyon oranı, GSMH artış hızı, yatırım seviyesi, gibi göstergelerin ne durumda olduğuna bakar. Bir başka deyişle ilgili ülkenin bilançosunu inceler. Eğer ülkenin istikrarsız bir ekonomik ve politik yapısı olduğuna karar verirse, ekonomik göstergeler olumsuzsa elbetteki ilgili ülkeye yapacağı yatırım çok sınırlı olacaktır. Ülke içindeki yatırımcılar da ülkenin ekonomik seyrini yakından takip etmek durumundadırlar.

İkinci olarak incelenecek temel nokta sektörlerin yapısıdır. Yatırımcılar  orta ve uzun vadeli senet seçimi yaparlarken ayrıntılı olarak sektörlerin ekonomik yapısını incelerler ve sektörün gidişatını değerlendirirler. Özellikle canlanan, üretimleri artan ve önü açık sektörler seçilir.

Sektör seçiminden sonra s  v ıra ilgili sektör içerisindeki firmaların performansını değerlendirmeye gelmiştir. İyiye giden bir sektör içindeki bütün firmaların tümüne yatırım yapılması elbetteki anlamsızdır. Firma seçimi ise en yoğun çalışmayı gerektiren bölümdür. Firma seçimi yapılırken elbette analist en sağlam finansal yapıya ve gelecekte karları ve üretim potansiyeli en yüksek olabilecek firmaları seçmeye çalışır. Bu ise mikro bazda mali analiz teknikleri kullanılarak yapılır. Şirketin mali tablolarından hazırlanan rasyolar incelemeye tabi tutularak yatırıma en uygun bir veya birkaç firma ilgili sektör içinden yatırım yapılmak üzere seçilir. Çok sıklıkla kullanılan mali analiz rasyoları aşağıdaki şekilde kısaca açıklanabilir.*

1. Şirketin Paraya Çevirebileceği Varlıkları Borçlarının Ne Kadarını Karşılıyor?

Cari oran:  döner varlıkların kısa vadeli borçlara oranıdır ve işletmenin kısa vadeli borçlarını ödeyebilme yeteneğini gösterir. Döner varlıklar ise işletmenin kısa sürede paraya çevirebileceği varlıklarıdır. Bu oranın 2 civarında olması istenir. Fakat, sektör ortalamasına bakılarak firmanın konumu belirlenmelidir.

2. Eğer şirketin stoklarını yok kabul edersek borçlarının ne kadarını ödeyebilir?

Likidite oranı : Stoklar ve diğer döner varlıklar olmaksızın, döner varlıkların kısa vadeli borçlara oranıdır. Genellikle bu oranın 1 olması gereklidir. Fakat sektörden sektöre bu oranın ne olması gerektiği farklılık gösterebilir. Dolayısıyle belirli bir sektördeki şirketler inceleniyorsa öncelikle ilgili sektörün ortalaması bulunmalı ve bu şirketlerin oranları bulunan ortalamyla karşılaştırılmalıdır.

3. Firma Alacaklarını çabuk tahsil edip paraya çevirebiliyor mu?

Alacakların devir hızı oranı net satışların ortalama alacaklara bölünmesiyle bulunur. Alacakların paraya dönüşüm çabukluğunu veya diğer bir deyişle alacakların likiditesini gösterir. Alacak devir hızının yüksekliği işletmenin etkin bir tahsilat politikası izlediğini işaret eder.

4. Stoklarını en hızlı eritip paraya çeviren firma hangisi?

Stok devir hızı,  net satışların ortalama stoklara bölünmesiyle bulunur. Bu oranın  yüksekliği, işletmenin stoklarını daha etkin bir biçimde yönettiğinin göstergesidir. Dolayısyla sektör ortalamalarının üzerinde stok devir hızı katsayısı i şletme için iyi bir şekilde yorumlanır.

5. Dönen Varlıklarını en etkin kullanan firma hangisi?

Dönen Varlık devir hızı net satışların döner varlıklara bölünmesiyle bulunur ve net satışların döner varlıklarını kaç defa karşıladığını gösteren bir orandır. Oranın yüksek çıkması elbetteki iyi bir şekilde yorumlanır.

6. Hangi firma bu sektör içinde en fazla borç yükü altındadır?

Burada toplam borç yükü, Toplam Borç / Toplam Aktif oranı ile bulunur. Borç verenler tarafından sağlanan borç yüzdesini ölçer. Borç verenler düşük borç rasyosu arzu ederler. Borsa açısından ele alınırsa, ilgili şirketin borç rasyosunun sektör ortalamalarından daha düşük olması istenir. Hele yüksek faiz ve enflasyon ortamı olan ülkemizde yüksek borç rasyoları, özellikle satışları ve karları enflasyon oranında artmayan şirketler için alarm sinyalleri vermektedir.

7. Şirketlerin içinde faiz giderlerini zorlanmadan karşılayan şirketler hangileri?

Faiz karşılama gücü rasyosu ise firmanın faiz yükümlülüklerini ödeme yeteneğini gösterir. Bu oranın yüksek olması elbetteki istenilen ve firma hakkında güven veren bir durumdur. Sektör ortalamalarına bakılarak firmanın sektör içindeki yeri daha net görülebilir.

8. En karlı çalışan Şirket Hangisi?

Net kar marjı rasyosu 100 TL’lik satış başına düşen net karı gösterir ve senet fiyatlarını önemli ölçüde etkilemektedir. Bu sonuç ekonometrik nedensellik analizlerinde de çıkmıştır.

9. Şirket sahip olduğu toplam varlıkların 100 Tl sine karşılık ne kadar kar ediyor.

Aktif karlılık oranı net karın Aktiflere bölünmesiyle bulunur ve bu da işletmenin toplam varlıklarının ne kadar karlı çalıştığını ölçmeye yarayan bir göstergedir. Bu oran basit olarak işletmenin yaptığı yatırımın karlılığını gösterir ve işletme varlıklarının finansman biçimine bağli olarak yıldan yıla değişiklikler gösterebilir.

10. Hangi şirket Özsermayesini en etkin kullanıyor ?

Özsermaye karlılık oranı ise işletmenin özkaynaklarını ne kadar etkin kullandığını gösteren bir rasyodur. Bu oran ayrıca ortakların yatırımlarının kârlılığını ölçer. Hissesini aldığınız şirket paranızı ne kadar iyi değerlendiriyor sorusuna cevap bulursunuz. Fakat şunu hemen belirtelim. Yeniden değerleme yapmış bir şirketin özsermayesi artacağı için karlılığı önceki dönemlere oranla düşük çıkabilir.

11. Hangi firma hisse senedi başına en fazla karı kazanabilmektedir.?

Net karların hisse sayısına bölünmesiyle bulunur. Hangi firmanın paranızı kullanarak en fazla karı yaptığını bu sayede görebilirsiniz. Borsadaki hisse fiyatlarını en çok etkileyen oranlardan biridir.

12. Satışlarını en hızlı artıran firma hangisidir?

Satışların artış h ızı rasyosu geçen yılın aynı dönemine göre satışların % kaç arttığını gösterir. Bu da direkt olarak karlarını etkileyeceği için önemlidir. Fakat yıldan yıla ekonomik şartlara göre değişiklik gösterebilir. Dolayısıyla oynak bir orandır.

13. Net karını en hızlı artıran firma hangisidir? (Bu rasyoya dikkat)

Bu rasyo firmanın net karının geçen yılın aynı dönemine göre % kaç arttığını gösterir. Elbetteki çok  önemli bir rasyodur. Özellikle karını sektör içinde en hızlı artıran firmaların en başarılı fiyat performansını yaptıkları görülmüştür.

14. Özsermayesini artırıp daha da güçlenen Şirketler

Bu rasyo da geçen yılın aynı dönemine göre şirketin özsermayesinin % kaç arttığını gösterir ki, özsermayesi güçlenen şirketler uzun vadede yeni başarılara gebe olacaktır. Borçları artan bir şirketin özsermaye artışına da bakmak gerekir. Özsermaye artışı borçlarından daha hızlı artan şirketin borçlarındaki artış çok olumsuz bir durum olarak ele alınmaz.

15. Hangi Şirketin Karlarını Faizler Eritiyor?

Firmanın yapmış olduğu finansman giderleri, net satışlara bölünürse bu rasyoya ulaşılır. Özellikle günümüz Türkiyesinde firmaların karları faizler dolayısıyla erimemelidir. Çünkü gittikçe ağırlaşan ekonomik şartlar veya olası bir kriz bu tür firmaları hepten iflasa götürebilir. Yatırımcıların bu orana dikkat etmesi gerekir.

16. Hangi firma bu sektör içinde en az maliyetle ve verimli çalışıyor?

Bir sektör içinde rekabeti etkileyen en önemli faktörlerden biri, en az maliyetle çalışmaktır. Bu sayede fiyat kırabilirsiniz veya bir krize daha fazla dayanabilirsiniz.

17. Firma Karlarını esas faaliyet alanından mı sağlıyor?

Bir firmayı değerlendirirken en fazla önem verdiğimiz  rasyolardan biri budur. Bir firmanın karı artıyor olabilir, fakat 1994’ü hatırlayın, faizler %1000’i geçmişken firmaların birçoğu esas faaliyetini bırakıp hazine bonolarından büyük kar sağladılar, fakat bu geçici bir kardı. Orta ve uzun vadede, firmaların esas faaliyet karı belirleyici olacaktır. Kısa vadede kar artışları çeşitli kaynaklardan olabilir, fakat önemli olan kendi asıl faaliyet alanından ortaya çıkmasıdır.

18. Fiyat Kazanç Oranı: Firma senedinin piyasadaki fiyatının hisse başına düşen kara bölünmesiyle bulunur. Bu oran sektörün çok üzerinde ise ise hisse fiyatının, elde edilen firma karına göre aşırı değerlenmiş olduğunu gösterir.

19 Piyasa Değeri Defter Değeri (PD/DD): Bu oran, hissenin piyasa fiyatının  hissenin defter değerine bölünmesiyle bulunur. Sektör ortalamasından çok daha yüksek bir PD/DD oranı hissenin fiyatının aşırı artmış olduğunu ve uzun bir süre bu konumunu devam ettiremeyeceğini gösterir. Aksine bir durum ise hisse senedi fiyatının çok düşük kaldığını ve yükselmeye aday olduğunu gösterir.

Son söz olarak temel analizin temel fonksiyonunun senet seçimi olduğunu vurgulamamız gerekiyor. .

12 yorum:

  1. teşekkürler,siteniz mükemmel....

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Beğenmenize sevindim. Yorumunuz için çok teşekkürler

      Sil
  2. gerçekten şimdiye kadar sizin sitenizi bulmamamın üzüntüsü içindeyim herkese tavsiye edeceğim. elinize emeğinize sağlık.

    YanıtlaSil
  3. Dostum, emeğine sağlık... Teşekkür ederiz...

    YanıtlaSil
  4. Merhaba hocam paylaşımlarınız bir çok kişiye faydalı oluyor.Analiz makalelerinizi kendi sitemde de yayınlamak istiyorum eğer izniniz olursa

    YanıtlaSil
  5. Daha iyi bir site olamaz

    YanıtlaSil
  6. Siteniz harika birçok bilgiye ücretsiz erişebilmemizi sağladığınız için teşekkürler

    YanıtlaSil
  7. Ben de ilk defa siteniz ile karşılaştım ve çok beğendim. Kısa ve öz anlatımla sıkılmadan okuyorum. Teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
  8. Hocam harika site keşke devam etseymişsiniz :(

    YanıtlaSil